Republic P-47D RE-30 / Hasegawa
1/32

H.Ufuk Aydıner





Modelciliğe başladığım ilk günden itibaren ne ifade ettiklerine vakıf olmasamda Nose Art'lı uçaklara ilgi duymuşumdur. Orta okul sıralarında okuduğum Len Deighton'un Elveda Miki kitabının da etkisiyle kitabın kapağında bir P-51B'nin burnuna çizilmiş olan altıpatlarlı Miki farenin resmini 1/72 ölçek Matchbox razorback P-47'ye kendimce çizerek bu konudaki ilk bilinçsiz adımımı atmıştım. Dört sene sonrasında ise 1/48 Otaki P-47 Razorback'in burnuna çizdiğim Wild Child Nose Art'ı gençler kategorisi ve dolayısıyla ilk birinciliğimi getirmişti. 1991 senesine ait bu güzel ana dair bir hatıra da aynı kategorinin ikincisinin sevgili Kaan Gök olmasıdır ve tahmin edilebileceği üzere gene bir jet uçağıdır yaptığı. O dönemde düzenli olarak yayınlanan müze bülteninin ilk sayısında yer alan P-47 konusu ise neden sonra dikkatimi detaylarıyla çekmiş bu nose art'ların bizim uçaklarımızda da bir zamanlar var olduğu bilgisi aklımın bir köşesine kazınmıştı. Yeni binyıla girdiğimiz zamanlarda bu konu tekrar kafamı kurcalamaya başlamış ve tarafımdan araştırılmak üzere uzun vadeli planlara eklenmişti.

Kulli miktarda 109 ve 190 yaptıktan sonra Sayın Özkan Türker'in de "var böyle uçaklar, ve hatta tavşanlısı da var hatunlusu da var fotoğraflarda ama birgün ben yapacağım" sözünün gazıyla araştırma sürecine start verdim

Araştırmamdaki ilk durağım Tayyareci.com'du. Seri numarası listesi başta tatminkar gibi gözükse de bazı tutarsızlıklar mevcuttu. İkinci durak ise Didier Badiqée'nin P-47 sitesiydi. Bu ikinci adresteki bilgiler nispeten tutarlı olduğundan çıkış noktası olarak bu siteyi almaya karar verdim. Liste dahilindeki uçakların USAAF ve USAF servisindeki fotoğraflarını toplamakla işe başladım. Kulli miktarda fotoğrafı toplamam yaklaşık altı ay sürdükten sonra uçakların aşağı yukarı neye benzediği hakkında bir fikir sahibi olmuştum. Bu aşamada önceden araştırma için randevu ve izin almak suretiyle Yeşilköy Havacılık Müzesinin yolunu tuttum. Sayın Acun Kurter'in elimdeki derlenmiş bilgileri görüp konuya ilgi göstermesini müteakiben arşivde saatler süren bir arama sürecine girdim. Kendisinin konuya hakimiyeti ve benim götürdüğüm bilgiler bir araya gelince senelerdir arşivde duran ama kimsenin dikkatini çekmemiş bir çok detayı yakalamamız mümkün oldu.

Bir sonraki aşama çok yüksek (9 megapixel) çözünürlüklükte fotoğraflarını çektiğim bu fotoğrafları evde saatler süren çalışmaların ışığında incelemekti. Rengi aç, koyult, netleştir, kontür çıkar şeklinde geçen bu sürenin sonunda artık proje sağlam bir temel üstünde yükselmeye başlayabilecekti. Bu dökümanlardan eled ettiğim kritik bilgiler sonucunda Sayın Badiqée nin sitesinde bulunan listedeki bir kısım tutarsızlıklar da açıklığa kavuşmuş oldu. Bu süreçte Sayın Arkut Yüksel'in yardımları yadsınamaz düzeydeydi. Bu toplama bilgilerle uğradığım bir sonraki durak AAW'in kurt perçin sayıcı araştırmacılarıydı. Kendileri bir çok uçağın secerisini çıkarmakta büyük yardımlarda bulundular, teşekkürü borç bilirim.

Sıra uçakların tek tek tanıtlanmasına geldiğinde ise Sayın Süleyman Girit'ten temin ettiğim Air Force Colors kitaplarına başvurdum. Filoları genel tanımlamasına rağmen başlangıç olarak doğru bir kaynak olması araştırmanın ikinci kolunun gelişmesine olanak sağladı. Bir yandan bu konuyla ilgilendiğimi bilen dostlar vasıtasıyla irtibata geçtiğim araştırmacılar konunun karanlık noktalarını aydınlatmaktaydılar. Tam bu noktada Levent Başara vasıtasıyla bir açık arttırmada bulunan bir fotoğraftan haberim oldu. Bu Tulsa Redhead'in fotoğrafıydı. Araştırma bu yeni fotoğrafla tamamen yeni bir mecraya kaymıştı. Uçağın numarası kesinlikle görülmüyor, buna karşın kanadın ucunda hayal meyal Türk forsunun ucu görünüyor, ve aksi durumda paylonun altında uzayıp gitmesi gereken USAF forsunun kesinlikle olmaması gibi bilgileri, fotoğrafta bulunan şahıslardan birinin başka bir Türk P-47sinin de önünde pozunun olması, arka planda görülen burnunda boya dökülmesi olan mavi burunlu P-47'nin çok net bir solo fotoğrafının olması, ve fotoğrafın çekildiği ışık ve ortam şartlarının Balıkesir hat fotoğraflarıyla örtüşmesi başlangıç olarak olarak yeterli doneleri sağlıyordu. Bu noktada yapılması gereken uçağın eski filosuna ait işaretleri mevcut görsel, yazılı ve basılı dökümanlarla karşılaştırmaktı. Motor kaputunu komple çevreleyen sarı bant, paylon uçlarının sarı olması gibi detaylarla bu boyamaya sahip filoların hangilerinin MAP dahilinde bize geldiğini çaprazlayarak numara namzet sayısını üçe indirdim. Aynı araştırmayı ricam üzerine yapan AAW sakinleri ve Sayın Badiqée ile sonuçlarımızın tutması sonucunda bu üç uçağın üzerine yoğunlaştık. Bu noktada listelerde ismi geçmeyen Tulsa Redhead Nose Art'ı tamamen çıkmaz bir sokağa dönüşmüştü. Bizi kurtaran 1945 sonrası bu uçaklar Almanya'da rezervdeyken o dönemdeki mürettebatı tarafından üstüne yazılan HOLY yazısı oldu. Diğer iki uçağın değişik isimlere sahip olması elimizde kalan son uçağın bu fotoğrafta yer aldığı noktasına bizi getirdi. Uçağımız, esas kullanıcısı olan 9ncu Hava Kuvvetlerine bağlı 365nci Avcı Grubunun 387nci Avcı filosunun 44-33501 numaralı uçağıydı.

Bu noktada bazı ekstra açıklamalar yapmak gerekiyor. İlki Nose Art nedir misal. Barış dönemlerinde çok yoğun görülmeyen bu uygulama savaş ortamlarında tavan yapmaktadır, sebebi ise havacıların sonlarının ne olacağını bilmedikleri bir çatışmaya giderken tek güvendiklerinin altlarındaki uçaklar olması, bir süre sonra uçağın kişiselleştirilmesi daha doğru tabiriyle bir kişi yerine konması ve adrenalinin tavan yaptığı bir ortamda mental olarak altındaki cihazdan güven ve güç almaya çalışılmasının görsel olarak ifade edilmesidir. Savaşa katılan her ülkenin uçaklarında yoğunluk olarak farklılık gösterse de benzer mantık sözkonusudur. japonlar tinsel semboller kullanırken, Almanlar kısa slogan, eş isimleri ve figüratif tarihlerine gönderme yapan sembolleri seçmişlerdir. Bu konuda en renkli ve çeşidi bol olan ülke ise Amerika'dır. Kendi kültürlerinin dışa vurumunu uçaklarda göstermişlerdir. Memleket isimlerini süsleyen hatunlar, çizgi film karakterleri, uçağın karakteriyle özdeşleşen slogan ve resimler kullanılan yöntemlerden bir kaçıdır. Bir uçağın nose artından pilotun kişisel cv sini bile elde etmeniz mümkündür. Misal Memphis Bell gibi, pilotun nereden olduğunu söylemeye gerek yok. Hatun resimleri sözkonusu olduğunda ise olay daha dar bir alana girmektedir keza kullanılan figür sayısı bellidir. Eğer Marge (P-38) gibi pilotun (Bong) karısının vesikalığını taşıma duruma yoksa uçağın, illüstratif hatunlar genelde üç ayrı adresten çıkmaktadır. Bu kaynaklardan en popüler olanı Esquire dergisidir. Her ay yayınlanan bu dergide bir orta sayfa güzeli yer almakta ve bu güzel ağırlıklı olarak Alberto Vargas imzası taşımaktadır. Dergilerin kumanya dahilinde filolara ulaşması yeni bir hatun resminin eş zamanlı olarak değişik uçaklarda ortaya çıkması anlamına gelmektedir. Bir uçağın genelde hep aynı nose art la uçmuş olduğu bilgisi dahilinde ki zaten uçuş ömrü cevval Almanların gerek uçakları gerek uçaksavarlarına istinaden fazla uzun olmaması sebebiyle zaten ikinci nose art taşıyan pek yoktur. Eğer aksi bir durum sözkonusuysa genel uygulama resmi muhafaza edip ismi değiştirmektir.

Tulsa Redhead'e gelirsek, burun resmi aynı dönemde pilotlara teslim edilmiş bir çok tip uçakta ve cephede karşımıza çıkmaktadır. Resmin orjinali siyah mayo sarı saç olmasına karşın PTO menşeili bir P-47'de tamamen değişik bir kombinasyonla gözümüze takılmakta, gene PTO menşeili en ünlü P-61'lerden biri olan Lady in the Dark'ta değişik oranlarla karşımıza çıkmaktadır. ETO'ya gelirsek on küsür uçakta bu nose art'ı değişik varyasyonlarla görmek mümkündür. Resmin orjinale yakın olması, gölgelendirilmesi veya yalnızca lekesel çizilmesi tamamen filonun bu işlerle alakalı üyesinin yeteneğiyle doğru orantılıdır. Bu bilgiler ışığında uçağın numarasını belirlemek için Tulsa menşeili bir pilot ve resmin bulunduğu derginin filolara ulaşma tarihi itibariyle karşılaştırmalı araştırmalar yaptığıma değinmiyorum bile. Hiçbirşeye ulaşılamasaydım bile emin olduğum tek nokta pilotun yavuklusunun kızıl saçlı olmasıydı.

Türk envanterine giren P-47'lere genel bakarsak verilmesi elzem bir takım bilgiler mevcuttur. Bütün P-47'ler 9ncu Hava Kuvvetleri orijinlidir. 48nci, 365nci, 404ncü ve 405nci avcı gruplarının alt gruplarından gelen uçaklar bu kadronun büyük oranını oluşturur. 9ncu Hava Kuvvetleri genelde yakın destek ve yer saldırı (pike bombardıman ve strafe) göreviyle uçtuğu için çoğu uçak vukuatlıdır. Uçaklar öncelikli olarak USAAF (United States Army Air Force) olarak uçmuş, 1947 itibariyle USAF'ın kurulmasıyla yeni kurulum dahilinde tanıtlama işaretleri değiştirilmiştir. USAAF'a ait gövde çağrı kodları bu dönemde silinmiştir. Amerikaya geri dönen ve Avrupa'da kal edilen uçakların tamamına yakını belli bölgelerde toplanmıştır, Almanya bunlardan biridir. Bize gelen P-47lerin tamamına yakını bu rezerv bölgesinden gelmiştir.22 Mayıs 1947'de onaylanan ABD kongresi tarafından onaylanan ve 1948'de M.A.P. (Military Assistance Program), bilinen adıyla Marshall yardımı dahilinde gelen gruptaki uçak tiplerinden biridir, diğer modeller T-6C, T-11 ve B-26B/C lerdir. P-47'lerde 180 adet olarak belirlenen sayının tamamına yakını eski 9ncu Hava Kuvvetleri uçağı olup sayının tamamlanması için araya bir miktar Fransız Hava Kuvvetleri menşeili uçak da katılmıştır.

Türk Hava Kuvvetleri tarihine bakarsak yapılanmanın zaman içerisinde genişlediğini ve geliştiğini görebiliriz. 1928 de Tabura, 1932'de Alaya, 22 Mayıs 1939'da Tugaya, 11 Ağustos 1943'te ise Tümene geçilen bu yapılanmada 1950-51 de uçuş gruplarının Üs, Tabur'ların ise Filo şeklinde adlandırıldıklarını görebiliriz. Bütün bu geçişler esnasında uçakların mevcut yapılnmaya yönelik baştan boyandığını da gözönüne almak gerekmektedir.

P-47 bu süreçte fotoğraflardan da görülebileceği üzere dört ayrı süreçten geçmişlerdir. Bu süreçlerin ilki teslimi takip eden süreçtir. Bu aşamada uçaklar doğal metal halleriyle korunmuş, USAF forsları boyayla kapatılmış, üstlerine kare fors basılmış, kuyruk seri numaraları muhafaza edilmiş, kareye yakın bir formda kuyruğa Türk bayrağı basılmış, gövdeye teslim ve envanter sırasına göre verilen numaraların son iki hanesi basılmıştır. Bu aşamada bize teslim edildiklerinde üzerlerinde bulunan gerek savaş zamanı filo armaları, nose art'lar, gerekse rezervde üstlerine yazılmış isimler muhafaza edilmiştir. Silinmeyip üstü boyayla kapatılan USAF forsları için elimizde iki ayrı kaynak mevcuttur, ilki Müze bahçesinde duran P-47'dir, son tadilattan önce dökülen boyasının altında ortası kırmızı şeritli USAF forsları görülebilmekteydi. Bu halinin fotoğrafları sitenin referanslar bölümünde ilgili başlık altında görsel olarak mevcuttur. İkinci kanıt ise Müze arşivinde 32 numara ile başlayan hat fotoğrafıdır. İkinci aşamada ise Forsların ve numaraların ebatları değişmiş panel değişiminden kurtulan bir kısım yazı ve nose art mevcudiyetlerine devam etmiştir. 1951'de üs kuruluş düzenine geçilmesiyle uçakların yedek parça olarak ayrılmamı, ve kal olmamışları komple aluminyum dop rengine boyanmıştır. Milliyet forslarının boyu nispeten büyümüş, numara iki hane ve ufak olarak yerini korumuştur. Bu esnada kuyruk numaralarıda boya katmanını garkedecek kadar yakına girmeikçe görünmez olmuştur. motor kaputlarınında komple boyandığı aşama bu aşamadır. Son olarak gelinen nokra motor kaputunun ön kısmının birlik bazında renklendirilmesi, ve gövde rakamlarının DE(Deprem), FT(Fatih), YL(yıldırım) şeklinde alay isimleriye donatılmasıdır. Bu süreçte Türk forslarının ebatları ciddi anlamda aleronlara taşacak şekilde büyümüştür. Uçakların en derli toplu göründükleri halleride budur. İlk üç aşamada kalın bir fırçayla çizilen ve hücum kenarından aşağıya akan pike açı çizgileri bu son aşamada ciddi şablonlarla çizilmiştir misal. Antiglare panellerin komple siyaha dönmesi de bu aşamadadır. 1954 itibariyle bu uçaklar servisten çıkmış olup elimizde kalan bilinen tek örnek Yeşilköy havacılık Müzesinde açık havada doğa şartlarıyla cebelleşmekte ve gözümüzün önünde tarihten enkaza dönmektedir.

Aşağıdaki fotoğraflar müze arşivine aittir ve uçakların ilk aşamasını göstermektedir.





Konumuz olan uçak Tulsa Redhead (HOLY)

1- Referans uçağımız
2- Filo tanıtlama bantları





Nose Art'ın detayı



Bu da Kitimiz, içeri detay, temiz kalıp ama kanat destek kirişi gibi yerlerde hat halinde çöküntüler mevcut.



















Kokpit, kutudan çıtığı gibi yapıldı







Model genel olarak toplanıp çöküntüler macunla dolduruldu



Tamiya ince astar tatbik edildi ve akabinde siyah atıldı Alclad'ın parlaması için, konuyla ilgili detaylı açıklamalr için forumun ilgili topiğine bakmanızı salık veririm.





Alclad aluminyum üstüne çeşitli tonlarla girildi







Anti glare ve tanıtlama bandı boyandıktan sonra Türk forsları, numaralar, HOLY yazısı maskelenip boyandı. Bu aşamanın hemen öncesinde USAF forsları kaynak fotoğraflara istinaden Tamiya gümüşle boyandı





Tulsa Redhead nose art'ı maskelenip tabancayla boyandı, kullanılan pistole Devilbiss Super93. Akabinde yazısı Yalım Alatlı tarafından fırçayla yazıldı



Motor referans fotoğraflara bakılarak detaylandırıldı ve boyandı



Model Ankara Müze Yarışmasında Büyük ölçek Türk uçakları kategorisinde birinci olup aynı zamanda en iyi Türk uçağı özel ödülünü aldı

..ve galeri

..ve projenin gidişatını yönlendirecek olan görseller

Teşekkür; Projenin geri kalan modellerini de kapsamaktadır

Türk hava Kuvvetlerinde Nose Art kavramıyla yazısı sayesinde beni tanıştıran Sayın Nejat Deryakulu'na

Konuyla ilgili zamanında gazı veren Sayın Özkan Türker'e

Araştırmada mihenk taşı fotoğrafla beni buluşturan Levent Başara'ya

Konuyu etraflıca irdelememe yardım eden Monsieur Didier Badiqée'e

Dağınık sorularımı toparlayıp mantıklı cevaplar bulan AAW familyasına

Müze desteğini sağlayan Sayın Acun Kurter'e

Araştırmama inanılmaz katkılarından dolayı Sayın Batur Avgan'a

Her türlü konuda joker desteğini esirgemeyen ve modelin teminini sağlayan Sayın Arkut Yüksel'e

Yedek parça yardımıyla bize gelen 75 galonluk yakıt tanklarını sayıca tamamlamamaı sağlayan Sayın İdris Arifağaoğluna

Projenin geri kalan modellerinin teminini sağlayan Sayın Ercan Karakaş ve Sayın Tayfun Gerdan'a

Alclad ve 47ler konusunda sorularımı sabırla yanıtlayan Sayın Tolga Ülgür'e

Boyaların temininde Sayın Özkan Üner ve Sayın Serdar Aytemiz'e

Yapıcı eleştirileri sebebiyle Sayın Erinç Özgür'e

Döküman desteğiyle beni yalnız bırakmayan Sayın Bülent Yılmazer'e

Garip sorularımı azimle yanıtlayan Sayın Ahmet Dönmez'e

Entresan bilgilerle gelip araştırmamı genişletmemi sağlayan Sayın Cumali Aygün'e

Araştırma konusunda yardımını esirgemeyen Sayın Mehmet Şekercioğlu'na

Tulsa'nın finişinde yardımını esirgemeyen Sayın Yalım Alatlı'ya

İlk modelin yapımında verdikleri moral destek nedeniyle Sayın Rahmi Kocaman nezdinde bütün modelsitesi ailesine

ve

İsimlerinin geçmemesini arzu eden biri yirmi senelik dostum öbürü hocam olan çok değerli iki kişiye teşekkürü borç bilirim.

.........

Herşeye rağmen iniş takım yuvalarını yanlış renge boyayan şahsımı da kutlarım:)