Fiat G.91/R3 Gina `Tigermeet´ / Revell
1/72

Erinç Özgür






1950'lerin sonunda NATO'nun kısa ve bozuk zeminlerden kalkış/iniş yapabilecek, çok amaçlı bir avcı uçağı ihtiyacını karşılamak üzere açtığı bir ihaleye yanıt olarak İtalyan FIAT tarafından geliştirilen G.91, bu tür ihalelerin genel sonucu olarak yalnızca, ve her nedense?!, Batı Alman (yaaa, bi vakitler öyle bir ülke vardı) ve doğal olarak İtalyan hava kuvvetleri tarafından kabul edildi ve üretildi. Türkiye ve Yunanistan'a da teklif edilen Gina, Türk Hava Kuvvetleri'nin ``işimize yaramaz´´ yaklaşımı nedeni ile her iki ülke hava kuvvetlerinin de envanterine giremedi. Haliyle, F-5'in varsa G.91'i ne yapacaksın ki? İlginç bir dipnot olarak, ABD Kara Kuvvetleri bu uçağa yakın destek amacıyla ilgi duymuş ve bir adet G.91, US ARMY forsu ile bir süre uçtuktan sonra, USAF'ın haklı ve yoğun politik ve teknik itirazları ile proje ölmüştür.



Portekiz Hava Kuvvetleri, 1966'dan 1993 yılına kadar toplam 136 adet R/3,R/4 ve T3(eğitim) Gina kullanmıştır. Bu miniminnacık yer taarruz ve keşif tayyaresi, Portekiz'in o vakitlerki sömürgesi Mozambik'te ateşle imtihan edilmiş ve yüz akıyla çıkmıştır.

Aşağıda bahse mevzu ettiğimiz Gina ablamız, 5645 seri numaralı, Esquadra de Ataque 301 'Jaguares' filosuna mensup, 1987 yılında Montijo şehrinde muhkim iken evsahipliği yaptığı NATO Tigermeet yarışmasında birincilik elde etmiş, sevdiğimiz bir sarışındır. Yanlış anlama olmasın, ödül bu, o vakitler bile yaşı hayli geçkin, sınırlı melekelere sahip hanımefendiye en iyi makyaj ödülü olarak değil, en iyi filo ödülü olarak verilmiştir. Tigermeet ciddi bir yarışmadır.



Maket kıymetli arkadaşımız Arkut Bey tarafından Almanya'dan getirildi, dekaller ise kıymetli ortağımız José Silva Bey tarafından Portekizden gönderildi. Yeni bir kit olmasına rağmen maalesef Revell'den son senelerde beklediğimiz o yüksek niteliklere sahip değil. Temel şekil ve boyutlar itibariyle çok ciddi hatalar içerdiği yetmiyormuş gibi, yüzey, kokpit, iniş takımı ve yuvaları gibi detaylardaki baştan savma basitlik ve panel hatlarının birbirini tutmaması, parçaların oturmaması ile, ilk kitlerini çıkartan Doğu Avrupa üreticilerinin bile artık yapmadığı kusurları var. Eduard'ın bu dertlerin bir kısmına bir nebze ilaç olacak bir kokpit fotoeç seti varsa da, ben pas geçtim. Netice de değmez. Airfix'in eski, dışa detay kiti bile bundan iyi olabilir. Ama bu ölçekte en iyisi Aeroclub'ın on yıllık short run kitidir. 1/48 ölçekte ise Academy'nin yeni çıkan kitini öneririm.



Kutudan çıkan dekaller aynı filonun 1991'de İngiltere'nin Fairford kentindeki Royal International Tattoo (RIAT) adlı meşhur hava gösterisi sırasında icra edilen senelik NATO Tigermeet yarışmasına katılan 5452 numaralı Gina'ya ait ve gayet iyi kalitede.



Kiti, boya ustamız Arkut Bey'in Gunze Sangyo serisinden elleriyle hazırladığı bir sarı tonuna boyadım(dık). Boyama esnasında öğrendim ki bazı insanlar bir `işi´ ilk kendisi karıştırınca, bütün rica, uyarı ve tehditlere rağmen kendisi devam etmek eğiliminde. Neticede boya olmadı tabii :b Kullandığım Carpena dekalleri, yani kaplanın bütün çizgileri, ağız motifi ve fors, numara vs.yi yapıştırmak biraz zaman ve akıl sağlığına mal olmakla beraber, başarıyla sonuçlandı. Dekaller kalın ama biraz Mikrosol ve Set ile mükemmel oturuyor, yırtılma, katlanma, buruşma olmuyor. Tek sorun, siyah çizgilerin fotoğraflar ve kitin boyutları ile tam uyuşmaması. Kutudan çıkan malzemeye ek olarak ikinci pitot tüpünü, fırlatma koltuğunun kulplarını uydurup, hava alığı ağzına, içine tıkadığım kurşun ağırlık görülmesin diye plastik kartla kapak yaptım. Humbrol parlak vernik atıp maketi bitirdikten sonra hemen elimden düşürüp iniş takımları ve ek yakıt tanklarını kırdım. Üstüne iki soğuk bira çekip ayrı koyduğum bu parçaları sıcağı sıcağına yapıştırdım. Ufuk Bey'e Tigermeet Hatırası fotosu çektirmeye götürdüğümde, kanat altı yakıt tanklarının eğri olduğu teşhis edildi. İçim kaldırmadığı için bu küçük ameliyatı Arkut Bey'e havale ettim. Ben bakkala gidip kola alıp gelene, kırıp doğru şekilde yapıştırmış, varolsun.



Dicital fotolama işi bitince büyük boy resimlerde bir de gördük ki çeşitli ufak boya kusurları varmış. Eh, Özkan Bey'de de hazır fotoşop var, biz de değerlendirdik tabii bu asri teknolojiyi. Siz siz olun, boya ve vernik sonrası kanopi maskelerini sökerken aceleci ve haşin davranmayın, maskenin çevresinden maket bıçağı ile hafifçe geçin, yoksa maske bantı kanopi çerçevesinin boyasını da birlikte kaldırıyor. Netice de bu maketimiz de olmadı!, darısı sonrakilerin başına. Emeği geçen herkese teşekkürler.



Not: Sigara paketinden küçük, dandikten makete bu kadar uzun yazmak da ne ola diye bana sormayın, adı geçenlere sorun !