P-51A / Accurate Miniatures
1/48

Arkut Yusuf Yüksel






Serdar Aytemiz’in katkılarıyla yapmış olduğum bu makete aylar önce başlamıştım; hatta bir seneyi geçmiş bile olabilir. Araya dersler ve başka maketlerin girmesi sebebiyle ancak geçen gün bitirebildim uçağı. Gerçi hâlâ eksiği var, sol taraftaki kanopi parçası. Keza kanopi tek parça olarak çıkıyor kutudan ve onca detay kapalı kalıyor. Pek tabii bilenler bilir sakarlıkta üstüme yoktur ve ben o parçayı kaybettim ya olsun o kadar.

Kitin toplanmasında bir sorun yaşadığımı, en azından macunluk bir sorun yaşadığımı hatırlamıyorum. Bunun dışında detay olarak yeteri kadar tatmin edici boyutta olan bir maket.

Maketin yapımı kutudan çıktığı gibi oldu (aslında sadece koltuk kemerlerini eduard’dan ekledim)

Yapımın sonunda boyamayı müteakip eskitmeye sıra geldiki burada tamamen hayal gücümü kullandım.

Kanatlara önce metal sonra sarı sonra “olive drab” rengini atmıştım ki gözümün döneceği baştan belliymiş kanat köklerine zımpara ile daldım ve metale kadar indim, yinede gazabıma uğrayan bir tek sağ taraf oldu; eh malum o taraf daha çok kullanılıyor bu uçaklarda inip binmek için.

Sonrasında “yahu bu uçak afrika’nın tunus ülkesinde uçmuş,çöle yakınmış, güneşten kavrulmuştur zavallıcık” deyip “olive drab” rengine beyaz katmak sureti ile açmış olduğum rengi oraya buraya attım ve uçağın rengini soldurtmaya çalıştım.

Oradan buradan- pek tabii özellikle motorun ve hareketli parçaların orada- yağ kaçağını simüle etmeye çalışmışken bir de şu kuyruk takımındaki bez parçaları soldurayım dedim ki aklımı kaybedip karışımdan elde ettiğim tonun hepsini uyguladım.

En sonunda “bu sıcakta metali bolca dökülmüştür garibimin” deyip kafama uygun olan yerlere metal eskimesi yaptım ve tam da bitti derken “yahu bunlar bi de to toprağa maruz kalıyorlar, dur bir de ben bunun altında yere yakın olan göbecik kısmına toz efekti yapayım” dedim ve hunharca tabancayı alıp tetiği sıktım.

Sonuç ortada, bu kadar kötü olaya maruz kaldıktan sonra umarım geride kalanlar hoşunuza gitmiştir.

Fotoğrafları çeken Ufuk Aydıner’e teşekkürlerimi borç bilirim.