Verir İdris abi verir. Benim hala en fazla zevk alarak oynadığım oyun Civilization 2:} Panzer General'in de 2si vardı bende ancak deli etti bbeni. Kötü bir komutan olurmuşum anladım:}
Yanısıra SSI'ın ortaya saldığı sinir bozucu ama keyifle oynanan Soldiers at War isimli Turnbased bir oyun da vardı. Bir nevi taktik oyunu ancak keyifliydi. Tabii Amerikalı oynayıp sürekli sizden fazla olan Almanlar'dan dayak yemek sinirinizi bozmuyorsa:}
Konu ile çok alakalı değil ama son zamanlarda Soldat isimli bir Polonya oyununa merak sardım. Tavsiye ederim. Basit hızlı ve son derece keyifli bir oyun. Google'dan ararsanız indirecek yerleri gösteriyor.

Dostlar bu konuda biraz ukalalık edeceğim kusura bakmayın,

Eskiler (Laz Ziya, Testere Necmi, Korkut abi, Burak Çınar, İdris) bilir.

Bu iş önce taaaaaaa 1981 yılında Game & Watch ve Atari'den başladı. Yok o kadar geri gitmeyelim. 1984 yılında Commodore 64, Sinclair Spectrum 48 K ve Amstrad vardı o zamanlar. Şimdi sadece nostaljik T-shirtleri olan zamanın bu korkunç makinaları ile tanışınca "vay anam vay" demiştik.

O zaman, Spectrum veya Amstrad alan "ileri görüşlü zekafetlerden" değilseniz ve "Abi, 64K Commodore 39 K net bırakıyo, ama Spektrum 48 K iken net 41k bırakıyo" geyiğine de kapılmamışsanız, Commodore almışsınızdır.
1541 External floppy drive veya tornavida ucuyla sesini tizleştirip yükleme yaptığınız cassette player ile oyun oynardınız.

O zamanlar hatırlıyorum Beach Head-II vardı. 1942 vardı. Libya Commando vardı. Bruce Lee vardı. Sonra bir anda
Amiga geldi. O zaman altı kişilik mürettebat ile "Silent Service" oynadığımı hatırlıyorum. Arkadaşladan bir tanesini sadece periscope up/down tuşunu kullanmakla görevlendirmiştik.

Sonra Pc dönemi başladı, esasen Panzer General-I'in de atası vardır. Onun adı Tanks idi. Fazla tutmadı. Arkasından SSI başladı seriyi çıkarttı. PG-II en iyisidir bana göre. Turn-base olmasına karşın.

Internette o kadar cok oynadım o kadar adam hacamat ettim ki. En sonunda Panzer-Zone admini "Hamsi abi, Allahını seversen bırak da çocuklar biraz eğlensin, herkezi bitirdin. Japon üyelerden intiharlar başladı"dedi.

Sonra o oyuna tövbe etim. PG-III serisi de güzeldi ama hala eski tadı yoktur bence.

Günümüze gelecek olursak, Frontline Attack, Code Name Panzers:Phase I-II güzel ama mantığı oturmamış. kim kimi önce görürüse bitirir fazla zekaya gerek yok. Hızlı fareci kazanır. Bu nedenle gerçekçilik ve real-time demek her zaman daha iyi demek değil. Turn-base daha fazla zeka gerektirir ve daha eğlencelidir. Öbür türlü oyna Shift 1 Ctrl_2 falan filan hızlı değilsen adam harcar seni. Bu türün (real time) en güzeli Age of Empires serisidir. Daha mantıklı ve oturaklıdır.

Ciuv-ciuv oyunlarından bahsetmek istemiyorum. Artık Call of Duty, Medal of Honour oynarken başım dönüyor, midem bulanıyor. Bizden geçmiş.

İşte size geçmişe bir yolculuk yaptırdım. Kaptan Spak, Teğmen Uhura, Kaçak doktor Kimbul, Müzedeki hayalet Belfagor (Daha sonra gerçekte müzeye ilgisizliği ortadan kaldırmaya çalışan müze müdürü olduğu teyit edilmiştir)
hepsi Hakkın rahmetine kavuştular. Geriye kala kala biz kaldık. Allah taksiratlarını affetsin. Geride kalanlara sabır ve selamet ihsan eylesin.

Heeey gidinin heyyy!!





Düzenleyen Tehlikeli Hamsi

Close Combat serisi diyorum sadece...
Dusuncelerimi dagitmak istedigim zaman takintili bir bicimde 3 ve 4'u ciktiklarindan beri oynarim.
Katiliyorum; CC serisi 2'de oynanabilir bir oyun olarak karsimiza cikti. 3 ve 4 bunalttigi zaman 2 de oynanabilir. Tez yazarken 5 sayfada bir 2 battle dozunda alinir. Yan etkileri arasinda sokakta "luftangrieeeeeeeffff" diye bagirarak dolasmak vardir, ben yillardir hala cekiyorum bu derdi (oyle bir sey duyarsaniz heyecanlanacak birsey yok, ben cevredeyimdir) Hava degisimi de ise yaramiyor bu shell-shock hali cesitli ulkeler ve hatta kitalarda surdu bende...

Ama 2'nin bazi sinirlamalari var bence. Herseyden once takim bazinda 3 ve 4'deki kadar derinlemesine taktik yapilmasina izin vermiyor; grafikler ve her ne hikmetse iki tarafin da adamlarinin olmemesi bu durumu pek de kolaylastirmiyor (cok defa MG42 takimi 2-3 adam vurup mermi bitirdi; hatta ingilizlerle sniper'in 3 adam vurup force pool'daki butun mermiyi bitirip truce'dan sonra tufege surulmus tek mermi ile ciktigi oldu vs vs.) En buyuk sorun Ingilizlerle savasi kazandikca emin adimlarla yenilgiye gidiyorsunuz; ne kadar kazanirsaniz o kadar cezalandirliyorsunuz: Dusmanin imkanlari artiyor, sizinki azaliyor. Bu da sonuc olarak oyuncuyu kazanmamaya, hatta "kazanmayacaksam niyue oynuyorum ki?" demeye itiyor :) ...Saatlik ateskesler ile (yani oyunda mumkun olan en yuksek suratle) Arnhem'e girdim, korpuleri tuttum; girmez olaydim, tutmaz olaydim, Ingiltere'de kalip kriket filan oynasaydim. Babam demisti zaten universitede kal diye...Zaman gecmedigi icim bizimkilerin elde sten, enfield, bir iki piat Panzer ordusunun tuttugu haritaya saldirmamiz gerekti. Sonuc malum, ben istifa ettim simdi Kuzeybati Ingiltere'de sahilde kucuk bir kulubede Rex isimli Ingiliz seterim ile yasiyor, saat 5 cayımı, sut ile, aksakmadan iciyorum...Almanlarla oynamak ayri bir dert, Eindhoven ve Niejmegen'daki askerler o kadar zayif birlikler ki parastculerin havan takimi benim kendilerini cembere almıs, sayica 2-3 katı askere sahip piyade takımlarimi pin-down ediyor...Bunlar aslinda oyunun gercekciliginden kaynaklaniyor; sikayet etmiyorum oyun kotu ya da sacma olmus diye; sadece oynanabilirligi uzerine bir yorum yapiyorum.      

CC5 neden hosuma gitmedi bilmiyorum; bana oyle geliyor ki araclarin ozellikleri oyuna CC3 ve CC4deki kadar basirili yansitilmamis...

Ama, israrla, tavsiye ediyorum, Close Combat oynayin. Ya da oynamayin; bir defa baslayinca campaign'i birakmak zor oluyor :) Dort bes cesit PzIII ve PzIV'un mevcut oldugu (ciktiklari zamana gore,) teknik ozelliklerinin bu kadar iyi yansitildigi baska bir taktik oyun daha aklima gelmiyor.
Ama similasyonda Panzer Elite'i oneririm. Modları da mevcuttur...

Sevvvgili Judas kardeşim,

Daha anlatmadığım çok şey var. Mesela Red Baron'da 222 ayrı zafer ile Şövalye Demir Haç nişanıyla kaç defa ödüllendirildiğim gibi. Onu da Kampfgruppe toplantısında aktarayım da işe biraz renk gelsin.

değil mi?? Keh keh.

-

Düzenleyen Panzerace - 01/05/2008 Saat 22:02

Rüya tabirine baktınız mı görülen Tiger'ın(kaplan) anlamı ne diye? Hayırlı bir şeydir inşallah..

Valla tabir etmek gerekirse,

"KAPLAN:
Zalim yöneticiye, düşmanlığını gizlemeyen şerli kimseye, şerrrinden insanların çekindiği kişi yahut topluluğa, Kaplana binmek saltanata, etini yemek mal ve şerefe, onu öldürmek düşmanı kahretmeye, Kaplan avlamak fasık birinden menfaat elde etemeye, Kaplaan görmek günahlardan tövbe etmeye, değişik alanlarda bilgi sahibi insana delalet eder." miş.

Bana daha çok; "iyi kafayı yememişsin, o kadar oyun oynarsan olacağı o" gibi birşey geliyor ama bilemiyorum... :P Hayırlısı, hayır diyelim hayır olsun.

Dur ben bi Call Of Duty 2 oynayayım da kendime geleyim. :)

Pc'imde yüklü olan WW2 oyunları

Silent Hunter 3
IL-2 Sturmovik

Her ikiside simulasyon. Silent Hunter3 Romen , IL-2 Sturmovik ise Rus oyun firmaları tarafından yapılmış olan iki muhteşem oyun. Tavsiye ederim.

Brothers in Arms oynarken oldukça keyif aldım. Geçmişe dönecek olursam Wolfenstein'dan başlarım hatta öncesi evimde dolapta duran Commodore 64 kasetlerine(geçenlerde kafa ayar cihazını buldum) ve Amiga 500 disklerine bakmam lazım (Lanchester diye bir simulasyonu deli gibi oynadığımı hatırlıyorum)

kessinlikle H&D serisi çok iyi. 4 adamla farklı noktaları tutup farklı silahlar taşıtıp strateji uygulayabiliyorsunuz.